Hocamız: Mustafa İnan

Hocamız: Mustafa İnan

Hocamız:Mustafa İnan

 

Mustafa İnan Kimdir?

 

1911 yılında Adana’da dünyaya gelen Mustafa İnan liseyi yine aynı ilde yatılı olarak okumuş ve 1931 yılında birincilikle bitirmiştir. Kayıt yaptırdığı Fen Fakültesinden, üniversite hocası olma niyetiyle kaydını geri alarak, Mühendis Mektebine (şimdiki İTÜ) kayıt için başvuran Mustafa İnan, yapılan giriş sınavında birinci olarak Mühendis Mektebine girmiştir. Mühendislik Mektebini de birinci olarak bitiren ve doktorasını İsviçre’de, Zürih üniversitesinde yapan Mustafa İnan, orada kalması için yapılan teklifi redderek Türkiye’ye dönmüş ve 1941 yılında Yüksek Mühendis Mektebinde Teknik Mekanik ve Mukavemet Muallim Muavinliği’ne tayin edilmiştir. Yapı Statiği konusunda önemli çalışmalarıyla tanınan Ernst Chwalla ‘Einführüng in die Baustatik’ (Yapı Statiğine Giriş) adlı 1954 yılında yayımladığı kitabında ‘Rijit Düğüm Noktalarındaki Gerilmelerin Optik Yöntemlerle Ölçülmesi’ konusunu incelerken, sık sık Mustafa İnan’ın doktora çalışmasını ve 1943 yılında aynı konuda Mustafa İnan’ın yayımladığı raporu referans olarak göstermiştir. Doktorası sırasında ilgilenmeye başladığı Fotoelastisite konusunda araştırma yapmış ilk Türk bilim adamı olan Mustafa İnan, ‘Kayma Merkezi’ başlıklı ilk makalesini 1943 yılında yayımlamıştır. 1944 yılında Yüksek Mühendislik Mektebi’nin isminin İstanbul Teknik Üniversitesi olarak değiştirilmesi üzerine doçentliğe getirilen Mustafa İnan bir yıl sonra da Profesörlüğe atanmıştır. Tatbiki Mekanik dersi o zamanların ana mühendislik konusu olduğu için inşaat fakültesi öğrencilerinin yanı sıra makine, maden ve elektrik fakültesinin öğrencilerine de ders vermiştir. 1954- 1957 yılları arasında İTÜ’de İnşaat Fakültesi Dekanlığı görevini yürütmüş olan Mustafa İnan, 1957-1959 yılları arasında ise aynı üniversitenin rektörlük görevini sürdürmüştür. 1959-1964 yılları arasında, ilk yapay uyduların fırlatıldığı sıralarda “Suni Peyklerin Yörünge Hesaplarına Dair Bazı Sonuçlar” isimli makalesiyle başlayarak, toplam 11 adet makale yayımlayan Mustafa İnan, 1961 yılında “Taşıma Matrisi” (Carryover Matrix) kavramını “Elastomekanikte İntikal Matrisi” isimli makalesiyle tanımlayarak dünyada taşıma matrisi probleminde çalışma yapan ilk bilim adamlarından olmuştur. PROF. DR. MUSTAFA İNAN Mustafa İnan bu konuda İnşaat Fakültesinde dersler vermiş, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde konferanslarla bu konuyu tanıtmıştır. 1963-1967 yılları arasında TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyesi olarak görev yapan İnan, 1967 yılında bir süre de TÜBİTAK Başkanı olarak görev almıştır. Mustafa İnan’ın 1965 yılında yazdığı ve ilk baskısı 1967 yılında yapılan “Cisimlerin Mukavemeti” isimli eseri zamanının en kapsamlı eserlerinden biridir. Mustafa İnan’ın “Elasto-Mekanik’te Başlangıç Değerleri Metodu ve Taşıma Matrisi”, “Elastik Çubukların Genel teorisi” ve “Düzlemde Elastisite” isimli üç eseri daha bulunmaktadır. İlkokul sıralarından başlayarak edebiyatla yakında ilgilenen, küçük yaştan itibaren Divan Edebiyatı şairlerinin şiirlerini ezberleyen Mustafa İnan, başta Türkçe olmak üzere Farsça, Musevice, Yunanca, Arapça kelimeler ve anlamları üzerine de çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmaları kapsamında “Dil ve Matematik” isimli bir makale de kaleme almış olan Mustafa İnan, bilimsel makalelerinin ve seminerlerinin dışında Kızılderililer’den Arya-Daharma’ya, Düşünme Sanatına kadar birçok konuyla ilgilenmiş, bunlar hakkında yazılar yazmış, seminerler vermiştir. 5 Ağustos 1967 tarihinde vefat eden Prof. Dr. Mustafa İnan’a 1971 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülü verilmiştir.

Bir Ekol Yaratmak

 

Mustafa İnan’ı araştırmaya başladığınızda yukarıdaki gibi bir yazı bulabilirsiniz.Ben size rahmetli hocamızı farklı yönleriyle  aktaracağım.Mustafa İnan’ın İTÜ İnşaat’tan öğrencisi Oğuz Atay’ın ve benim ağzımdan dinleyiniz.

 

Mustafa İnan’ın çocukluğu zorlu Birinci Dünya Savaşı yıllarında geçti.Daha çocukken damdan düşmesi onun sağlığını da olumsuz etkilemişti.Posta memuru olan babası o kazadan sonra hep’’bu çocuktan artık hayır gelmez,bu çocuktan adam olmaz’’ derdi.Zor geçen hatta memleketlerinden zorlu bir yolcukla ayrılmak zorunda kalan Mustafa liseye başlamış ve ‘leyli meccani’(parasız yatılı okul) olarak okumuştu.Başarılı da bir öğrenciydi; bütün arkadaşlarından önce kalkar onların kitaplarından ders çalışırdı.Daha lise yıllarında sınıf arkadaşlarına hatta üst sınıflara bile ders anlatırdı leyli meccani Mustafa.Lise yıllarında kendisi şehir dışındayken babasının vefatı ve defnine yetişememesi onu çok üzmüştü.Annesine ve evdeki iki kardeşine bakma derdine düşmüştü.Okulunu en kısa sürede bitirmeliydi.İçindeki öğretme aşkı ve geçim sıkıntısından Fen Fakültesine kaydoldu bu sayede üç senede mezun olduktan sonra hem öğretmen olacak hem de ailesine bakabilecekti.Arkadaşı onu o günkü adıyla Mühendis Mehteb’ine yazılmaya ikna etmeye çalışıyordu.Mustafa İnan’ın içindeki öğretme aşkını bastıramayınca mektebi bitirdikten sonra müderris olabileceğini söyledi.Leyli Meccani Mustafa bu fikre sıcak baktı ve Mühendis Mektebi yılları başladı.

Mühendis Mekteb’inde de kendini gösteren Mustafa arkadaşlarına ders anlatıyor ve özel ders veriyordu.Daha sonra eşi olacak Jale Ogan’la da bu dersler sayesinde tanışmıştı.Mühendis Mektebinden mezun olunca yurtdışına Doktora yapmaya gitti.

Geldiğinde sonradan İsmi İstanbul Teknik Üniversitesi olan Mühendis Mektebi’nde Mekanik Kürsüsü’nü kurdu.Üniversite de ilk doktora da Mustafa İnan sayesinde yapılmıştı.Daha sonra İnşaat Fakültesi’nin Dekanı ve üniversitenin rektörü oldu.Mustafa İnan öğretme arzusundan asla vazgeçmedi,o bir ekol yarattı ve bizlere bir çok şey kazandırdı.Yurtdışında doktorasını yapığı sırada orada kalma teklifini,eniştesinin beraber iş yapma (müteahhitlik) tekliflerini  hayatının büyük kısmında geçim sıkıntısı çekmesine rağmen reddetti.Eşi de profesör olan mukavemetçi Mustafa,ülkenin en önde gelen mühendislerini yetiştirmesine rağmen kendi evini borca girerek elli yaşında alabilmişti.Onun içinde hep öğrenme ve öğretme aşkı vardı, paraya tamah etmezdi.

 

Hocamız Mustafa İnan çok yönlü devrinin aydın kişiliğiydi.Pek çok konuyla ilgilenmiş öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmış konferanslar vermişti..Bu yazıda size Mustafa İnan’ı anlatmam mümkün değil. Hayatının devamını ‘’Bir Bilim Adamının Romanından’’ okuyabilirsiniz.Bir meslek büyüğümüzden tavsiye de vermek istiyorum.Şöyle diyor meslek büyüğümüz ‘’Hayatınızda bir kitap okuyacaksanız o kitap bu kitap olsun’’.Konuyla ilgili yayınladığı videosunda şunların da altını çiziyor:

Mustafa İnan çok iyi bir insandı,mühendisliği hayatının her yerinde kullanırdı,çok yönlü biriydi.Konuya örnek olarak ömrünün son günlerinde hastanede yatarken serum damlalarının akış hızını hesaplayıp serumu yetmeyeceğini hemşireye söylemesini örnek veriyor.Mustafa İnan ve ekol kelimelerini yan yana çok duyarız bunun sebebini kitaptan şu parçayla aktarayım:

 

‘’Mustafa İnan’ın insani yönü çok kuvvetliydi;dil ile bu kadar ilgilenen,doğru ve güzel ifadeye değer veren başka bir insana da belki onun kadar iyi ders anlatabilirdi.Fakat onun gibi, birlikte çalıştığı kimselerin ilerlemesinden zevk duyan,başkalarıyla ilişki kurabilen,çevresini kıskanmayan bir bilim adamı ‘ekol’ kurabilir’’

Mustafa İnan son günlerine kadar derslere girmiş, kendisine teklif edilen,Bayındırlık Bakanlığını bile,onca teklifi geri çevirmişti.Son günlerinde bile memlekete dönüp final sınavlarından önce öğrencilerinin faydalanabilmesi için kitabının son baskısını yapmak istiyordu. 

 

İlk yazımı belki de tanımadığımız meslektaşımız, hocamız hakkında yazmak istedim.Hayatını araştırmanızı şiddetle tavsiye ederim.Bir başarı hikayesi arıyorsak hocamızın hayatına bakmamız bizler için yeterli olacaktır.

 

Merhaba biŞantiye.

KAYNAKÇA

TÜBİTAK: https://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/ozgecmis/MustafaInan.pdf

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2019-2024 biŞantiye | Tüm hakları saklıdır.