Mimari Tasarım Öğelerinin Psikolojik Etkileri
Zamanımızın çoğunu iç mekanlarda geçirdiğimiz için mimarinin üzerimizde büyük bir etkisi vardır. Bulunduğumuz mekanlara vücudumuzun verdiği tepkiler göz yumulamayacak ölçüdedir ve bu insan-mekân etkileşimi zamanla kendisini daha da belli etmektedir. Yapıların; ruh halimizi, refahımızı ve verimliliğimizi etkilediğini de fark ediyoruz çünkü mimarlığın gerçek özü, zaman ve deneyim boyutunda yatar.
Malzeme
Kritik seçim, tasarımcının mekanları şekillendirecek malzemeyi seçmesi gerektiğinde gelir. ‘Malzeme’ olmadan mekanlarımıza hayat, özgünlük ve karakter getiremeyiz. Bu nedenle, hangi maddi tetikleyicilerin bizi hangi şekilde etkilediğinin farkında olmak gerekir. Ahşap bulunduğu mekana sıcaklık ve doğallık etkisi verirken, beton ciddiyet ve güç gösterisi sergiler. Mimari tasarımımızda bunca renk ve doku arasından doğru seçimleri yapmak ise çok önemlidir. Gelin yazının devamında bu detaylara bakalım.
Renkler
Çevremizdeki renkler ruh halimizi, duygularımızı ve refahımızı etkileyen nörolojik tepkiler yaratır. İnsanlar arasında etkili bir ortam oluşturmak için farklı duygular yaratmakta önemli bir rol oynarlar. Örneğin kırmızı, İyi ışık alan ve çalışma, yemek yeme, toplantı, eğlence mekanları gibi hareket yoğunluğu olan mekanlarda ve enerji, hareket ve dikkati teşvik etmesi dolayısıyla çocuklar için tasarlanan alanlarda kullanılabilir. Az ışık alan mekanlarda sıkıcı bir atmosfere sebep olabileceğinden tercih edilmemelidir. Mavi ise iştah kapatıcı bir renktir. Ve bu nedenle yemek mekanlarında kullanılması önerilmez. Çok göze batmayan ve sakinleştirici, rahatlatıcı etkilerinden dolayı okullarda kullanılır. Ayrıca dinlenme mekanlarında ve yatak odalarında da bu etkilerinden faydalanılabilir. Ayrıca arka fonlarda da kullanılabilir.
Doku
Dokular, bir alanı zenginleştirmede harikalar yaratır. Görsel ağırlık etkisi vermekle birlikte bir denge de getirir. Dokular sayesinde aynı renkte elemanlar kullanılsa bile kontrast ( Zıtlıklar ) ya da benzerlikler yaratılarak çeşitli yaklaşımlar elde edilir. Kullanıcların mekanlarda daha farklı duygular hissetmesini sağlar. İki farklı dokuya sahip seramik karosunun mekana kattığı duygu aynı değildir. Biri size hastane koridorlarını hatırlatırken diğeri gezdiğiniz bir müzayi çağrıştırabilir. Dış mekânı için de durum bundan farklı değildir, biyofilik tasarımda tercih edilen doğal dokular insan sağlığına fayda sağlayabilir. Ayrıca dokunsal uyarıların, doğrudan beyne giden çok güçlü bir duygusal tepkiye neden olduğunu unutmamakta fayda vardır.
Aydınlatma
Aydınlatma, vücudumuzun doğal düzenini bozarak enerji seviyelerimizde, ruh halimizde ve hatta ürettiğimiz hormonlarda değişikliklere yol açabilir. Kullanılacak ışık miktarından, ışığın sıcaklığına ve rengine kadar her parametre içinde bulunulan mekanlara farklı atmosferler yaratır.Camiilerde görmeye alışık olduğumuz avizelerle çalışma masamızdai lamba aynı etkiye sahip olmadığı bir gerçek. Ayrıca yapay ışıklandırmanın yanında doğal ışık kullanımı da büyük öneme sahiptir çünkü vücudumuz için büyük farklılara neden olmakdatırlar .Günışığı enerjimizi arttırıp bizi daha mutlu hissettirirken soğuk tonlardaki aydınlatma elemanları psikolojimizi gittikçe olumsuz yönde etkileyebilir.Mimari tasarım, kullanıcıların konforuyla birllikte ruh sağlığı gibi etkenleri de düşünmeyi gerektirir.
Mekanlarda doğal ışığı maksimum düzeyde kullanmak çok önemlidir.Ancak her mekanın da sadece doğal ışığa ihtiyaç duyduğu doğru bir düşünce değildir. Kütüphaneler ,ofisler, çalışma salonları gibi yerlerde bolca doğal ışığa ihtiyaç duyulurken ; müze ve alış veriş merkezlerinde ise kontrollü ışığa ihtiyaç duyulur.
Yazıda kullanılan Kaynaklar:
-https://hayriatak.com/tag/mimaride-doku/
-https://www.evimitasarla.net/ev-dekorasyon-fikirleri-blog/mekanlarda-kullanilan-renklerin-insanlar-uzerindeki-etkileri