Kentsel Dönüşüm

03.08.2021
315
Kentsel Dönüşüm

Ülkemiz bulunduğu konum itibarı ile aktif fay kuşaklarının etkisi altında bulunmaktadır. Bu aktif fay kuşakları geçmişten günümüze birçok yıkıcı deprem üretmiş ve 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi ile birlikte 12 Kasım 1999 Düzce depreminde çok büyük maddi ve manevi kayıplara sebep olmuştur. Özellikle Gölcük depremi ile yapıların %25’i ağır hasar alarak oturulamaz hale gelmiştir ve çok riskli oldukları belirlenmiştir.

Depreme dayanıklı bir yapıda 5.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde bize 4 şiddetinde hissettirir. Bu sebeple doğa olayı olarak atlatmamız gereken depremler maalesef afet olayı olarak karşımıza çıkmıştır. Her zaman deprem bilincinde olmamız gerekmektedir.

  1. KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentleşmenin hızla geliştiği ve her geçen gün daha çok önemsendiği bir dönemde yaşamaktayız. Şehirler; gelişme, göç gibi sebepler dışında deprem, yangın gibi doğal etmenlerden dolayı dönüşüme uğrarlar.

Bilindiği üzere ülkemizin çok büyük bir kısmı başta deprem olmak üzere tabii afetler siki altındadır. Mevcut yapıların büyük bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadıkları ve orta şiddetteki depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkılmışlardır. Yüzlerce insanın ölümüne ve çok yüksek mali kayıplara sebebiyet veren acı gerçekler ortaya çıkmıştır.

Kentsel dönüşüm bir kentin belli yerleşim alanlarına yönelik, risk durumu yüksek alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsalarda can ve mal kaybını azaltmaya yönelik denetimli, bilinçli ve planlanmış şekilde yapılan bir kavram olarak kabul edilmektedir. Ülkemiz de “Kentsel Yenilenme” olarak da tanımlanmaktadır. Ayrıca birçok tanımı da açıklığa kavuşturmaktadır. Riskli yapıların, yolların, sosyal yaşamların kendini yenilediği olarak açıklanmaktadır.

Kentsel dönüşüm, esas olarak kentsel alanlarda karşılaşılan problemlerin ve ihtiyaçların giderilmesi amacıyla, ekonomik, sosyal ve mekânsal şartlara uygun ve uygulanabilir planların hazırlanmasıdır. Fakat kentsel dönüşüm planlarının hazırlanmasında dikkat edilmesi gereken en önemli özellik, bu plânların insan odaklı olmasıdır.

Bu dönüşüm; kentlerin özellikle öne çıkması gereken yönlerini dikkate alınmasına; tarihsel varlıkları, doğal zenginlikleri, insanımızın zengin kültürü, bitki ve ürünlü çeşitliliğimizi, tarım ve sanayi alanını belirleyen çalışmalara da olanak vermektedir.

Kentsel dönüşüm noktasında dikkat edilmesi gereken bazı ilkeler bulunmaktadır:

  • Kentsel dönüşüm sürecinde, ilgili alanın ekonomik, fiziksel ve çevresel özellikleri bir bütünlük içerisinde ele alınmalıdır.
  • İlgili alandaki yerel özellikler detaylı bir biçimde dikkate alınmalıdır.
  • Ortaya çıkmış olan sorunların çözülmesi aşamasında kapsamlı ve bütünleşik stratejiler benimsenmelidir. Bu aşamada ilgili taraflar dengeli, düzenli ve olumlu bir tutum geliştirmelidir.
  • Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında ortaya çıkarılan programların sürdürebilir gelişme hedefleriyle uyumlu olmaları gerekmektedir.
  • İşlevsel ve net hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler gerekli durumlarda ölçülebilen hedefler olmalıdırlar.
  • Süreç içerisinde ekonomi, doğa, insan ve benzeri kaynakların iyi kullanımına özen gösterilmelidir.
  • Süreç içerisinde paydaşlar arasında yüksek bir katılım, iş birliği ve ortaklık kurulmalıdır. Bu noktada temel amaç kamu yararının sağlanmasıdır.
  • Benimsenmiş olan kriterler konusunda belirlenmiş olan stratejilerin ne derecede başarılı oldukları ölçülmelidir.
  • Kentsel dönüşüm uygulaması için ilk hazırlanan programların gerekli görüldüğünde değiştirilebilir olmasına özen gösterilmeli ve bu değişikliklerin gerçekleştirilmesi noktasında esnek davranılmalıdır.
  • Belirlenen stratejide yer alan farklı paydaşların farklı özelliklere sahip olduklarının ve farklı biçimlerde davranacaklarının kabul edilmesi gerekmektedir.

1.1. 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun

Kentsel dönüşüm yasası afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde fen, sanat norm standartlarına uygun sağlıklı ve güvenli yaşama çevreleri oluşturmak üzere iyileştirme, tasfiye ve yenileme çalışmaları yapmak için 30 Mayıs 2012 tarihinde 6306 sayılı kanun gündeme çıkarılmış bir yasadır.

Bu yasanın en belirleyici farkı tapusu olan veya olmayan hak sahiplerinin hakların korunması ve mağdur edilmemesidir.

Bu kanun amacı; “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca, riskli yapılar ile riskli alan ve rezerv yapı alanlarının tespitine, riskli yapıların yıktırılmasına, yapılacak planlamaya, dönüştürmeye tabi tutulacak taşınmazların değerinin tespitine, hak sahibi olacaklarla yapılacak anlaşmaya ve yapılacak yardımlara, yeniden yapılacak yapılara ve 6306 sayılı Kanun kapsamındaki diğer uygulamalara ilişkin usül ve esasları belirlemektir.” [0]

Ülke genelinde, sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir çevreler oluşturmak maksadıyla çıkarılmıştır. Afetler neticesinde bir daha can kaybı yaşanmaması ve şehirlerin sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerine dönüştürülmesi hedeflenmiştir.

  1. TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Türkiye’de kentler, aşırı nüfus yığılmaları, afet tehlike ve riskleri, yanlış yer seçimi kararları gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanan sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunların her biri, ülkemiz için kentsel dönüşüm ihtiyacını gösteren faktörlerdir. Afetler kent için yenilenmenin yanında, yeni imar düzenlemelerinin hayata geçmesini sağlamıştır.

Tarih boyunca birçok büyük deprem yaşamış İstanbul örnek verilecek olursa, şehrin aynı yerde yıkıp-yapma ve onarımlarla yeniden inşa edildiğini söylemek mümkündür. Afetler sadece kent için dönüşüm ve yenilemeye sebep olmakla kalmaz, yeni imar düzenlemelerinin hayata geçirilmesini de aktif kılar. Yakın tarihimizde meydana gelen bazı afetlerin ardından kentler aynı yerde yeniden inşa edilmişlerdir.

Bununla birlikte, afetin ardından ve afet olmadan önce mevcut tehlike karşısında riskleri azaltmak için yeri değiştirilen yerleşimler de mevcuttur.

1999 Düzce ve Marmara depremleri ise Türkiye’de neden oldukları kayıpların yanında kentsel dönüşüm mevzuat ve uygulamaları açısından milat niteliğindedir. Türkiye’de şehirlerin yapılaşma koşulları fiziksel ve ekonomik şartlar temelinde ve özellikle deprem gibi doğal afetlerle ilgili riskler göz önüne alınarak incelendiğinde, 1980’lerin başlarından itibaren bir uygulama aracı olarak eğilim gösterilen kentsel dönüşüm alanın da, gerek kent içi yapılar gerekse kent civarındaki alanlarla ilgili dönüşüm projeleri uygulamalarının arttığı rahatlıkla söylenebilir.

Ayrıca, Türkiye’de kentsel dönüşüm gecekondu alanlarında daha çok gerçekleşmektedir

  1. BETONARME, YIĞMA VE KERPİÇ YAPILARIN RİSK TESPİTİ

3.1. BETONARME YAPILAR

Betonarme; beton ile çeliğin beraber çalışarak ve birbirlerinin eksikliklerini tamamlayacak şekilde bir araya getirilmesi olarak tanımlanır.

Betonarme yapı; betonun içine yüksek çekme dayanımına sahip çelik donatılar yerleştirilmesi ile oluşturulan malzemedir.

Betonarmenin davranışı bilinmeden amaca uygun taşıyıcı sistem geliştirmek ve kesit etkilerinin bulunması için buna bir model karşı getirmek mümkün değildir. Betonarme taşıyıcı sistemler genellikle üç boyutlu ve çok yüksek mertebeden statikçe belirsizliğe sahiptirler.

Bir betonarme binanın elemanları kesin olmayan sınırlarla, taşıyıcı olan ve olmayan olarak ikiye ayrılabilir. Örneğin, bölme duvarları, yer kaplamaları taşıyıcı olmayan elemanlardandır. Buna karşılık, döşeme plağı, kiriş, kolon ve temeller taşıyıcı olan elemanlara örnek olarak verilebilir.

Şekil 3.1. Adıyaman İli Merkez İlçesindeki Betonarme Yapı Örneği

3.1.1. Az Katlı Betonarme Binalar İçin Risk Tespiti

Riskli binaların tespiti “Riskli Binaların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar Yönetmeliği (RBTEİE)” göre yapılmaktadır.

RBTEİE’de öncelikle kritik kat belirlenerek bina taşıyıcı sistem özellikleri tespit edilmektedir. Kritik kat, rijitliği diğer katlara oranla çok küçük olan (betonarme çevre perdeleri bulunmayan) veya yanal ötelenmesi zemin tarafından tutulmamış en alt bina katı olarak tanımlanmaktadır.

Taşıyıcı sistem bilgi düzeyi, asgari veya kapsamlı olarak ikiye ayrılır. Asgari Bilgi Düzeyi durumunda binanın taşıyıcı sistem projeleri mevcut değildir. Kapsamlı Bilgi Düzeyi için binanın taşıyıcı sistem projesi mevcuttur ve yerinde kontrol edilen taşıyıcı sistem özellikleri proje ile uyumludur. Bina taşıyıcı sistem projeleri yerinde belirlenen taşıyıcı sistem özellikleri ile uyumlu değilse asgari bilgi düzeyi olarak kabul edilecektir (Çizelge 1 ).

Yapımızda sağlamlığı ile ilgili tereddüt var ise, TBDY 2018 Bölüm  15’e bakılması  gerekir. Risk tespitinde sağlamlık raporu çıkarılmamaktadır.

Bilgi DüzeyiBilgi Düzeyi Katsayısı
Asgari

Kapsamlı

0.90

1.00

Tablo 3.1. Binalar için bilgi düzeyi katsayıları

Risk değerlendirmesi kritik kat için yapılır. Yapılan analiz sonucunda hesaplanan en büyük kat ötelenme oranı başka bir katta oluşuyorsa, bu kat için de sadece kat ötelenme sınır değerleri kontrol edilerek değerlendirme yapılır. Herhangi bir katın riskli çıkması durumunda bina “Riskli Bina” olarak kabul edilir.

Taşıyıcı elemanların kapasiteleri, Mevcut Malzeme Dayanımı kullanılarak hesap edilir ve Tablo 1’de verilen Bilgi Düzeyi Katsayısı ile çarpılarak kullanılır.

İncelemesi yapılacak olan yapının kritik katında bulunan kolon veya perdelerin mevcut donatı durumunu belirlemek için 6 adetten az olmamak şartı ile en az %20‟sinde tespit yapılır. Bu elemanların yarısında kabuk betonu sıyırarak diğer yarısında ise tahribatsız yöntemle donatı tespiti yapılır.

Mevcut donatı akma gerilmesi belirlenen donatı türüne bağlı olarak tespit edilir. Donatısında korozyon gözlenen elemanların korozyon oranı hesaplanarak kapasite hesaplarında dikkate alınır.

Yapıdan bilgi toplarken donatı tespiti yapılır.

 

Donatı tespiti yapılmayan kolonlar ve perdelerde donatı oranları, incelenen kolonlar ve perdeler için ayrı ayrı hesaplanan ortalama değerler olarak alınmaktadır.

Donatı tespiti yapılmayan elemanlarda boyuna donatı yerleşimi, sıyırma işlemi ile tespit edilen düzene uyumlu olarak kolon ve perdelerde ayrı ayrı yapılmaktadır.

Şekil 3.2. Adıyaman İli Merkez İlçesindeki Betonarme Yapının Kolon Sıyırması Örneği

Şekil 3.4. Adıyaman İli Merkez İlçesi Betonarme Yapıya Ait Ortalama Donatı Oranı Hesabı

Mevcut kirişlerin donatı durumu bilinmiyorsa, TS500‟de tanımlanan (1.4G+1.6Q) yüklemesi neticesinde gerekli donatıyı sağladığı varsayılır. Mevcut beton dayanımını belirlemek için kritik kattaki kolon veya perdelerin en az 10 adedin de tahribatsız yöntem kullanılır ve en düşük sonucun alındığı 5 elemandan beton numunesi alınır. Kat alanı 400 m2 den fazla ise, 400 m2‘yi aşan her 80 m2 için beton numunesi bir adet arttırılır. Numunelerden elde edilen ortalama beton dayanımının % 85’i mevcut beton dayanımı olarak alınır. Bu esaslar çerçevesinde deprem risk tespiti yapılan binanın bulunduğu arsanın zemin durumunun belirlenmesinde, yeni zemin araştırması yapılabilir veya bölgede daha önce yapılmış zemin araştırma sonuçları kullanılabilir.

En düşük değerlerin tespit edildiği kolonların ve perdelerin yarısından beton numunesi alınmaktadır. Bu işlem kolonlar ve perdeler için ayrı ayrı yapılmaktadır.

Şekil 3.3. Adıyaman İli Merkez İlçesindeki Betonarme Yapının Karot Alım Örneği

3.2. YIĞMA YAPILAR

Yığma yapı; taş, ahşap, briket, kerpiç gibi birçok malzemenin bir araya getirilerek harç ile duvar, kolon, kubbe gibi yapı elemanları ile yapılan yapılara denir.

Kullanılan malzemelerin özellikleri, yapı zemini ve yapının kullanım amacına göre yığma yapıların oluşumunu sağlar. Türkiye’de en yaygın kullanılan donatısız yığma yapılardır.

Kuşatılmış yığma, düşey ve yatay betonarme hatılların veya taşıyıcıların içine tuğla, taş gibi malzemelerle yığma duvarların örüldüğü yapı türüdür. Kuşatılmış yığma yapıda betonarme yapılarda olduğu gibi taşıyıcı elemanlar vardır. Kesit olarak betonarme yapılara göre çok küçüktür. Kolon boyutları 30-60, 40-50 gibi değildir. 20-20, 25-20 gibi hatıllar olan yapılardır.

Karma yapı, bir katı betonarme ve bir katı yığma yapılardan meydana gelen yapılardır.

Şekil 3.4. Yığma Yapı Türleri

Şekil 3.5. Adıyaman İli Merkez İlçesindeki Yığma Yapı Örneği

3.2.1. Yığma Yapılar İçin Risk Tespiti

Betonarme yapılarda olduğu gibi hasarlar alt katta gerçekleşir. Bazı durumlarda (çok katlı yığma binalarda) tuğla hatıllarında hasarlar meydana gelir.

Bu hasarların incelenmesinde duvarların şekillerine bağlı olarak yani konsol gibi çalışıyorsa eğim ağırlıklı; kat mekanizmalı çalışıyorsa çapraz çatlakların olduğu yerlerdeki hasarlar incelenir.

Bina taşıyıcı sistem özellikleri, inceleme katında ve tüm bodrum katlardan alınır rölöveler ile belirlenir. Düşey taşıyıcı eleman (yığma duvar) süreksizliği bulunan katlardan da rölöve alınmaktadır.

Rölöve alınan katlarda binanın yapısı, düşey ve yatay hatıllar, döşemelerin ve duvarların malzeme türü ile uzunluk ve kalınlıkları, kapı-pencere gibi elemanların kattaki yerleşimi belirlenmektedir. Binanın kat adedi ve kat yükseklikleri ölçülerek rölöve de belirtilmektedir.

20 cm altında ki duvarların kalınlıkları taşıyıcı kabul edilmemektedir. Duvar malzemelerinin türü, en az bir iç ve bir dış duvarda olmak üzere duvar yüzeyinin bir bölümünün sıvası sıyrılarak tespit edilir.

                             

                               (a)                                                                              (b)
Şekil 3.6. Adıyaman İli Merkez İlçesindeki Yığma Yapının Dış Duvar (a) ve Kiriş Sıyırması (b) Örneği

Çimento takviyeli harç ve kâgir birimler ile inşa edilmiş duvarların basınç, kayma, diyagonal çekme dayanımları ve özgül ağırlık değerleri için Tablo 3.2’de görünür kalite Normal olarak verilen değerler kullanılmaktadır.

3.3. KERPİÇ YAPILAR

Toprak, kerpiç olarak binlerce yıldan beri barınak yapımında kullanılmakta ve şu anda dünya nüfusunun yaklaşık %30’ u toprak yapılarda yaşamaktadır

Kerpiç malzeme ile tek ve çift katlı yapıların haricinde, çok katlı özgün yerel mimari örneklere de rastlanılır. Yapı malzemesi toprak kökenlidir. Toprak ucuz, çevre dostu ve bol bulunan yapı malzemesidir.

Kerpiç yapılar temelsiz olup bitkisel tabaka üzerine bir miktar taş döşenerek üzerine kerpiç duvar inşa edilerek oluşturulur.

Kerpiç malzemenin kullanıldığı yapılarda genellikle zeminden kılcal yolla yükselen su zeminle temas halinde olan ahşap malzeme ve kerpicin bozulmasına neden olmuştur.

Kerpicin ana maddesi olan toprağın içindeki kum  ve çakıllar iskeleti, kil ve sap-saman da bağlayıcılık görevi yapmaktadır.

Topraktan yapılan kerpiçler dünyanın birçok bölgesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak kerpiç yapıların şiddetli yağmurlara karşı dayanımı fazla değildir. Su kerpici parçalayan yegâne faktördür. Bu yüzden suyun geçirgenliğine karşı koyamadığından kerpiç yapıların dış yüzeylerinin iyi korunması gerekir.

Şekil 3.7. Adıyaman İli Gölbaşı İlçesindeki Kerpiç Yapı

Genellikle ahşap kirişleme kullanılır. Döşeme kirişleri duvar üzerine yerleştirilen ahşap hatıllara oturtulup yük aktarımı sağlanılmaktadır.

Şekil 3.8. Adıyaman İli Gölbaşı İlçesindeki Kerpiç Yapı Ahşap Kirişleme

4.3.1. Kerpiç Yapılar İçin Risk Tespiti

Kerpiç binalar için depreme dayanıklı tasarım kuralları dikkate alındığında:

  1. Taşıyıcı duvarlarda kullanılacak kerpiçlerin üretimi TS. 2514’e göre yapılmalı ve duvar yapımında dinlendirilmiş kerpiç harcı kullanılmalıdır.
  2. Kerpiç tek katın yüksekliği, döşeme üstünden döşeme üstüne 2.70 m den fazla olmamalıdır.
  3. Kerpiç binalar planda dikdörtgen olacak ve taşıyıcı duvarlar ana eksenlere göre simetrik veya simetriğe yakın biçimde düzenlenmelidir.
  4. Temel derinliği, don derinliğinin altında olmaz üzere en az 80 cm olacaktır. Temel duvarları dış zemin yüzeyinden en az 50 cm yukarıya çıkacak şekilde yapılacaktır.
  5. Herhangi bir taşıyıcı duvarın, planda kendisine dik olarak saplananın taşıyıcı duvar eksenleri arasında kalan mesnetlenmemiş uzunluğu, 4.5 m’yi geçmemelidir.
  6. Bina köşesine en yakın pencere veya kapı boşluğu ile bina köşesi arasında bırakılacak dolu duvar parçasının plandaki uzunluğu 1 m den az olmamalıdır.
  7. Pencere boşlukları 0.90 m/ 1.10m den fazla olmamalıdır.
  8. Toprak damlı olan, deprem bölgelerinde yapılan binaların planının yalın, kare veya dikdörtgen olmasına çalışılmalı, fazla girinti çıkıntı olmaması sağlanmalıdır. Düz dam tavan kirişleri duvardan en az 40 cm. taşırılmalıdır.
  9. Kullanılan malzeme 2019 Deprem Yönetmeliği 7.4.1.1 de ve 7.4.1.2 ‘de belirtilen duvar malzemesi boşluk oranı standartlarını sağlamalıdır.

 

Depreme dayanıklı tasarım kuralları dikkate alınarak kerpiç yapı incelenir. 6306 sayılı Afet Riskli Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Uygulama Yönetmeliği’ne göre gerekli bilgiler not edilir. Gerekli şartlar sağlanmadığı takdirde yapının risk tespiti oluşturulur. Riskli Yapı olarak belirtilir. Emniyet tedbirleri alınarak yıkım başvurusu yapılır.

KAYNAKLAR

Yönetmelik

Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar

Cofirman R, Agnew N, Auiston G. and Doehne E. Adobe mineralogy characterizations of adobes from around the world, In: 6th international conference on the conservation of earthen architecture, Las Cruces, NM. 14-19 October, 1990.

ÖZGÜNLER, S. A., & GÜRDAL, E. (2012). Dünden Bugüne Toprak Yapı Malzemesi: Kerpiç. Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi, (9), 29-37.

Genç, F. N. (2008). Türkiye’de kentsel dönüşüm: Mevzuat ve uygulamaların genel görünümü. Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15(1), 115-130.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2019-2024 biŞantiye | Tüm hakları saklıdır.